Eskişehir
Milattan önceye uzanır yaşın,
Şehirler içinde bir Eskişehir.
İşlenmiş toprağın, yontulmuş taşın,
Dünyalar durdukça, dur Eskişehir.
Bağrında yetişmiş binlerce hoca,
Hortu'dan gülümser Nasreddin Hoca,
Mizah bayrağını dikerken burca,
Dünyanın merkezi yer Eskişehir.
Seyit Battal Gazi sır içinde sır,
Eylemiş Bizans'ı gücüne esir,
Yaşayacak daha bilmem kaç asır,
Nice yiğitlerin var Eskişehir.
Yazılı Kaya'dan tarihi oku,
Fethetmiş burayı atamın oku,
Kurşunlu camii manevi doku,
Duyguların coşkun, gür Eskişehir.
İnönü'de durdu düşman seferi,
Düşmandan döner mi Türk'ün neferi,
Burada kazandık iki zaferi,
Geçilmeyen kale, sur Eskişehir.
Türkmen dağlarında kaynarken pınar,
Kalabak suyunu içenler kanar,
Yunusca tutuşur, Yunusca yanar,
Gönüllerde sevgin kor Eskişehir.
Dağın eteğinde gezerken arı,
Ovada yetişir şeker pancarı,,
Güzel yurdumuzun tahıl ambarı,
Bereketli toprak, kır Eskişehir.
Sündiken'in temiz olur havası,
Ortada uzanır Porsuk Ovası,
Nice gence ilim, irfan yuvası,
Gözlerde parlayan fer Eskişehir.
Her ne giderse dostun hoşuna,
İşlemiş hepsini lüle taşına,
Çökünce karakış garip başına,
Olur boran, tipi, kar Eskişehir.
Yaz gününün koyu sıcaklarında,
Bir gölge aranır saçaklarında,
Kiremit pişerken ocaklarında,
Karışır toprağa ter Eskişehir.
Çifteler'den çıkar Sakarya Başı,
Sular gider bütün toprağı, taşı,
Fabrika doludur şehirin dışı,
Sanayide öncü, ser Eskişehir.
Saklanmış manyezit, krom karaya,
Sıcak sular derman olur yaraya,
Madenleri koysak şöyle sıraya,
En başta sayılır bor Eskişehir.
Gün gelip de çıkmazsa bu can tenden,
Ömrünce ayrılmaz Köroğlu senden,
Al kabul eyle bir şiir de benden,
Rasim'i bağlayan yar Eskişehir.
Rasim Köroğlu