Nazlı yâre aşk dolu şiirler döşenmeden,
Dul kalışına kızmış bizim Rasim Köroğlu.
Canına tak edince, oturup üşenmeden
“Hakk'a Dilekçe” yazmış bizim Rasim Köroğlu.
Sene iki bin dördün sıcak bir temmuz günü,
Karşılaştık Güllük'te, öyle bir gül düğünü…
Çok severdi Merdo'yu, yine onu dinleyip
Hüzün gölünde yüzmüş bizim Rasim Köroğlu.
Kiminin şarkı türkü isteği hiç bitmemiş,
Kiminin sevdiğine selâmları gitmemiş…
Dostuna gülen ayva, ağlayan nar kendine
“Kızıyom” deyip üzmüş bizim Rasim Köroğlu.
Tapşıran âşıkların izleri ayaklarda,
Dinleyeni gezdirir koylarda koyaklarda.
Direksiyonda Harun, Sabit İnce, Ceylan’ın
Verdiği gazı sezmiş bizim Rasim Köroğlu.
İrşadi, Ramazan Kurt, Vedat, Bolat kankiler,
Gelmişti birer birer meydana bizimkiler.
Güreşin pehlivanı Asım Kısbet olunca,
Şike var deyip bozmuş bizim Rasim Köroğlu.
Adının mânâsını merak ederek baktım,
Gördüğüm her sayfaya mavi bir gül bıraktım.
“Resmeden, resim çizen” ressamın tuvalinde,
Meğer bir kırık sazmış bizim Rasim Köroğlu.
“Bitti bitecek” diye diye geldiği sona,
Bir külüstür “Araba” getirmiş, bak oyuna!
İflah olmaz refika, beyhude ağıtların!
Kabrini bile kazmış bizim Rasim Köroğlu.
Refika Doğan
30 Aralık 2014-Antalya