Üstat
Rasim Köroğlu
Güzel ve
iyi insanlar erken göçüp gitmekteler. Ayrıca 2014 yılı kültür sanat açısından
uğursuz bir yıl oldu. Önce Üstat Bekir Sıtkı Erdoğan, Ardından Anadolu
basınının duayeni Prof. Dr. İsa Kayacan, onun peşinden de Cumhuriyet dönemi
şiirinin Nasrettin Hoca'sı Rasim Köroğlu hayatını kaybetti.
Neden şiirin Nasrettin Hocası derseniz?
Rasim
Köroğlu harika bir hiciv şairidir. Bir şiirini okuduğunuzda üslubundaki
güzelliğe kapılarak başka şiirleri var mı, diye aramaya başlarsınız. Yanlış
hatırlamıyorsam Namık Kemal'in bir sözü diyor ki; "Hoşça sövmeklik bile
hoşlandırır..." İşte Rasim Köroğlu böyle bir şairdi. Hiciv olmasına rağmen şiirlerinde küfür ve
hakaret bulamazsınız. Ancak bir şiirini okuduğunuz zaman da size şiir yazmamış
olmasından mutluluk duyarsınız. Çünkü kelimelere takla attırarak, konuyu enine
boyuna didikleyerek öyle bir anlatır ki, hiçbir eksik bırakmaz.
Gaziantep
Kültür Sanat Ve Edebiyat Derneğini kurduğumuzda bir etkinlik hazırladık. Rasim
Köroğlu da davetliydi. Herkes
mikrofona çıkıp şiirini okuyup yerine geçiyordu. Sıra rahmetliye geldi. Sahneye çıktı; "Ben
böyle şiir okuyamam arkadaş" diyerek önce ceketini soyup bir kenara
bıraktı. Sonra mikrofonu sehpasından ayırıp eline aldı. Sahnede kendini şiire
kaptırarak, sahne üzerinde bir baştan diğer başa gidip gelerek şiirini okudu.
Bitirince salonda bir alkış tufanı
koptu. Okuduğu şiir "Sosyete Sofrası" idi.
Konu
anılara gelince bir tane daha yazmadan geçemeyeceğim. Sayın Mümin Uluç'un hazırlayıp sunduğu
Kapadokya Şiir Şöleni için Nevşehir'deyiz. Rasim Köroğlu ve Üstat Mustafa
Ceylan da orada. Ben sayın Ceylan'a bir Urfa fıkrası anlattım. Tabi ki, fıkra
güncel ama uyduruk bir fıkra. Kısaca şöyle.
"Urfa'da
bir otobüs firması kurulur. Bütün şoför ve muavinlere bir ay nezaket kursu verilir. Hani,
müşterilere karşı kaba bir söz sarf etmesinler, müşteri kaçmasın diye. İlk
otobüs yola çıkar. Bir süre yol aldıktan sonra bayan bir yolcu parmağıyla
muavine işaret ederek yanına çağırır ve isteğini söyler;
"Bir
bardak su verir misiniz?"
"Tabi veririm abla. Ben burada .......... başı mıyım"
diye söyleyip suyu getirmeye yönelir ama şoför muavinin sözlerine kulak misafiri olmuş, kabalığına
bozulmuştur. Şoför bulunduğu yerden muavine seslenir:
"Öyle mi söylenir lan ........... yediğim.
Biraz nezaketli olsana"
Ceylan Hocam fıkrayı dinleyince;"Sen bunu
Rasim'e anlat. O bundan
bir şiir çıkarır" dedi. Rasim üstadı bir kenara çekip fıkrayı anlattım. Fıkra biter bitmez üstatta bir kahkaha tufanı
koptu. Gülmekten midesini tutarak doksan derece eğildi rahmetli. "Bir
eşref saatimde bunu işlerim" dedi ve öylece kaldı.
Kırşehir'de
her yıl düzenlenen Uluslararası Aşık Paşa Şiir Şöleni'nden dün geldim.
Kırşehir'de Aşık Paşa, Dadaloğlu, Neşet Ertaş için yapılan hizmetleri yerinde
gördüm. Kırşehir bu üstatlara öyle bir vefa göstermiş, hatıralarını öyle güzel
saklamış ve onların adına öyle güzel mekanlar açmışlar ki, görmeden inanamazsınız.
Eskişehir de aynı vefayı göstermeli. Rasim Köroğlu adı bir kültür merkezine
verilmeli veya onun adına yeni bir kültür merkezi yapılmalıdır. Osmanlı
Sultanlarının hepsi de şairdi. Mahlasları ve divanları vardı. Bunlardan Kanuni Sultan
Süleyman'ı halk kültürüne ve edebiyat tarihine kazıyan şiir yalnızca bir tek
beyittir;
"Halk
içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi..."
Bunu neden
yazdım? Bir şairin
edebiyat tarihine geçmesi için onlarca kitaba veya binlerce şiire ihtiyaç
yoktur. Yakın tarihlerde ölen bir şairimiz var. Tam altmış yedi şiir kitabı yayınlamıştır. Ancak bu kadar şiiri arasında şahsen benim
beğendiğim bir tek şiiri yok. Rasim Köroğlu yalnızca iki kitap yaptı. Körün Taşı (Bende var) ve Kitabın Ortasından (Temin edeceğim).
Bu iki kitabında paylaştığı bütün
şiirleri birinci sınıf, hafızalara kazınan, Türk
Edebiyatı kurallarına uygun, birbirinden nefis şiirlerdir.
Aramızdan
erken ayrıldı. Vefatının
şoku ve hüznü içindeyim. Kendisini unutmayacak ve unutturmayacağız.
Eminim Türk Edebiyatı da unutmayacak, edebiyat tarihinde hak ettiği yeri
alacaktır. O Türk
şiirinin Nasrettin Hocasıydı.
Allah gani gani rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.
Edebiyat
dünyasının başı sağolsun.
Mehmet
NACAR