Bir
Taşlama
Sayın arkadaşlar,
Üstat Mustafa Ceylan şair arkadaşları atıştırıp
kendisi kenarda duruyor. Aşılık geleneğinde "ilişme" olarak
adlandırılan şiire de bir örnek anlamında başta üstat Mustafa Ceylan olmak
üzere bazı arkadaşlara iliştim. Onların yazacağı cevaba göre atışma başlayacak.Ben
halk ozanlığı geleneğinden geldiğim için belki üslup ve tavrımı yadırgaya
bilirsiniz. Şimdiden özür dilerim. Aşık dilinden sorumlu değildir.
MEYDANA
Aşık isen
Ceylan gardaş,
Al sazını
gel meydana,
Sakın ola
etme telaş,
Usul usul
çal meydana,
Ona
buna akıl verme,
Usulca kirişi kırma,
Çekilip kenarda durma,
Önce kendin dal meydana.
Saçın
kısa, aklın uzun,
Görmez ise iki gözün,
Sabit olsun kılavuzun,
Öyle gitsin yol meydana.
Yağmur
diner, hava açar,
Şapkasızlar kalır naçar,
Yaz gününde sıcak geçer,
Gelme sakın kel meydana.
Hani
bizim Bolat nerde,
Sesi çıksın perde perde,
Boş yatmasın hep Kemer'de,
Getir onu sal meydana.
İrşadi
bey çocuk gibi,
Aklı sanki azcık gibi,
Tipi biraz gıcık gibi,
Gelmesin o kıl meydana.
(Bu
dörtlük şair Asım Kısbet'i gruba davet içindir.)
Göbeğini yaya yaya,
Asım çıktı yüz okkaya,
Gelsin yatsın kuluçkaya,
İşte koydum fol meydana.
Bilirim
hayırı, şeri,
Bu meydanlar koşu yeri,
Gidemeyen kalsın geri,
Tez dökülsün nal meydana.
Hedef
seçtim beşinizi,
Bırakmam ki peşinizi,
Sıkı tutun çişinizi,
Akıtmayın sel meydana.
Dilim
derde sokar beni,
Her belaya çeker beni,
Biri kızıp yakar beni,
Yığılacak kül meydana.
Şiir
ile vuruşalım,
Antalya'da görüşelim,
Rasim der ki barışalım,
Atıyorum gül meydana.
RASİM KÖROĞLU
Bu yazı, Mustafa Ceylan ve Antalya GÜLLÜK Dergisine 06.08.2004
tarihinde şair tarafından gönderilmiştir.