İplik iplik sızarken iliklerime
hüzün,
Sana geldim dün gece ey sabık
Hacettepe.
Bir yüzün can sunarken can alırmış
bir yüzün,
Söndürdün güneşimi geceyi öpe öpe.
Kararttığın kâinat dar bana
Hacettepe,
Yoldaşım sende kaldı, ver bana
Hacettepe.
Kucağında saklanmış uzaklarda
sandığım,
Çıktı karşıma birden ecel denen
bilinmez.
Kırkbeş yılda olmadı bir kere
usandığım,
Gönderdiğin o yoldan söyle neden
gelinmez.
Yüreğim isteğimi der bana
Hacettepe,
Yoldaşım sende kaldı ver bana
Hacettepe.
Sonun başlangıcıymış seninle
buluşmamız,
Oysa umut aradık süslü umut evinde.
Sonuç vermedi yazık kaderle yoluşmamız,
Tüm hayaller yok oldu yaslı umut
evinde.
Varsa hasret merhemin sür bana
Hacettepe,
Yoldaşım sende kaldı ver bana
Hacettepe.
Sardı kara geceyi ölüm renginde
ateş,
Suskunluğum bozuldu, bir isyana ad
oldun.
Şafak gözyaşı döktü, gönülsüz doğdu
güneş,
Ne derdime bir çare, ne gönle murad
oldun.
Bu zamansız ayrılık zor bana
Hacettepe,
Yoldaşım sende kaldı ver bana
Hacettepe.
Boğuldukça firkatin boğucu
efkârında,
Tükenişin başladı gönlümde yavaş
yavaş.
Kavruluyor duygular kaybetmenin
narında,
Sen aklıma gelende kor olur gözümde
yaş.
Ne yapmak istediğin sır bana
Hacettepe.
Yoldaşım sende kaldı ver bana
Hacettepe.
Anılar meze şimdi içerken elemimi,
Gönlüm sana darıldı, yabancısın,
yabancı.
Mahkûm ettin dertleri yazmaya
kalemimi,
Geçen her gün artıyor içimdeki o
sancı.
Aldığım her bir nefes kor bana
Hacettepe,
Yoldaşım sende kaldı, ver bana
Hacettepe.
Halil Gürkan