Akın
etti şehre, köyü, bucağı,
Yaylalar,
obalar bitiyor şimdi.
Almıyor,
kentlerin doldu kucağı,
Geleni
kenara itiyor şimdi.
Her
yerde aynıdır hayatın zoru,
Anladı
şehirde atınca turu,
Anası
yollamış unu, bulguru,
Köyünden
geleni yutuyor şimdi.
Kahvede
geçiyor günü yarısı,
Öğleyi
bulmadan kalkmaz karısı,
Şehirli
ya, mühim değil gerisi,
Böbürlenip
çalım satıyor şimdi.
Tavukta,
çullukta kalmış hevesi,
Getirdi
balkona kurdu kümesi,
Şehire
ayarlı horozun sesi,
Aklına
estikçe ötüyor şimdi.
Çayırın,
harmanın epey uzağı,
Bodrumda,
inekle yatar buzağı,
Doldurur
sobaya, yakar tezeği,
Doğal
gazdan güzel tütüyor şimdi.
Oğlunun
yolları, yolun sapası,
Kulakta
sallanır altın küpesi,
Bağırır
kızına, atmış tepesi,
Önüne
gelene çatıyor şimdi.
Doğduğu
köyünü gözü tutmadı,
Şehirde
kalmaya gücü yetmedi,
Rasim'in
denecek sözü bitmedi,
Bu
günlük bu kadar yetiyor şimdi.
Rasim Köroğlu